Bugün Cumhuriyetimiz tam 102 yaşında. Milli iradenin, bağımsızlığın, özgürlüğün kalesi olarak Türkiye'mizi ilelebet muhafaza etmeyi nasip etsin Rabbimiz. Cumhuriyet çok zor koşullarda ilan edilmiştir bir asır evvelini hatırlayacak olursak... Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandıktan sonra, İngiliz askerleri Boğazlar'dan geçerek, İstanbul'a ulaşmıştı. Meclis-i Mebusan yani milletin oylarıyla seçtiği vekillerin oluşturduğu Meclis dağıtılmıştı. Ardından işgal güçlerince paylaşılan bölgeler, düşman orduları tarafından istila edilmişti...
Millet yapayalnızdı tabiri caizse... Hem mali imkansızlıklar, hem teşkilatlanmayı kuracak kurmayların iş başında olmayışı, hem de ordularımızın dolayısıyla silahlı düşman ülkelerce lağvedilişi, her şeyi dağıtmış, maddi, manevi bir çöküş dönemine girilmişti. Bu şartlar altında her vilayet, her bölge kendi başının çaresine bakmak, düşman ordularının her türlü fena muamelesi, işkencesi, ev-köy basmalar, kadın-kız kaçırmalar, çocuklara yönelik suçlar da dahil olmak üzere kötü her duruma karşı, kendini, ailesini, yöresini, şerefini korumak niyetinde olanlar, aynı cephede birleşmekten başka çare bulamıyorlardı. Kuvayı Milliye Cepheleri böyle kurulmuştur.
Geçen gün deprem felaketiyle sarsılan Balıkesir'imiz de Milli Mücadelenin bayrak şehirlerindendir. Balıkesir'e ve ülkemize büyük geçmişler olsun, Allah korusun. Bugünün Cumhuriyet Bayramı olması hasebiyle, Balıkesir'de aydını, çiftçisi, müftüsü, tüccarı, alimi, esnafı, avukatı, mollası, belediye reisi, kaymakamı bir olup Red-i İlhak Cephesini kurmuşlardır, onların bu özgürlükçü ve bağımsızlık onuruna düşkün hikayesini yazmak istedim. Bellerine silahını takan, Yunan Komitacılarına yol vermemeye and içmiştir. Balıkesir halkı, tüm dünyaya esarete boyun eğmeyeceğini ilan etmiş bir halktır. Yunan Ordusu'nun işgal edemediği Ege'deki tek şehirdir Balıkesir.
Milli Mücadelenin en önemli dönemlerinde Balıkesir'de Hasan Basri Çantay tarafından çıkartılan SES Gazetesi, Balıkesir halkının, Kuvayı Milliye'nin, gür sesi olmuştur... Mehmet Akif Ersoy, Ses Gazetesinin ilk sayısına gönderdiği yazıda şöyle sesleniyordu:
"Düşman sesi duymak istemezsen/ Kardeş sesidir, uyan bu sesten/ Kalkınca görür ki aksam olmuş/ Vaktiyle uyanmayan bu sesten...''
Balıkesir ve milli mücadele günleri deyince Milli Şairimiz Mehmet Akif beyin Zağanos Paşa Camiindeki konuşmasında bugün dahi ibretler alacağımız nasihatler vardır.
Akif; o gün yaptığı konuşmasında, vatan sevgisinin imanın remzi olduğundan, birlik ve beraberlikten başka çıkış yolu kalmadığından, ye'se düşmenin haram olduğundan, ümitsizliğe asla düşmemek gerektiğinden, şayet hep birlikte çalışılırsa başarının geleceğinden bahsetmişti. O güzel netice bağımsızlığımızdı, İslam alemine yaraşır haysiyet hali, ancak ve ancak bağımsızlıktı. Bunun için de birlik ve beraberlik şarttı...
Yine aynı konuşmada; eğer millet olarak kendi yurdumuzda özgürce yaşamak istiyorsak; aradaki nifaka, şikaka, ayrılığa meydan verecek hareketlerden kaçınmak gerekirdi. Akif'in; "Ya insan gibi yaşayacağız ya da esir olacağız" sözünü dinleyen halk sarsılmıştı. Balıkesir halkı bu cuma namazı vaazını heyecan içinde ve ağlayarak dinlemişlerdi. Mehmet Akif'in Balıkesir'de yaptığı bu konuşma, Kuvayı Milliye meşalesinin ateşini yakmıştır.
100 yıllık bir aradan sonra bugünkü durumumuzda da, bu şuur, bu inanç, bu idealizm gereklidir. Öyle değil mi? Birlik beraberlikten başka çıkar yolumuz yoktur.
Cumhuriyeti, "devlet-ebed-müddet'' felsefesinin gereği, zamansal döngülerin güçlü bir birikimi, geleneksel devlet anlayışımızın çağımızdaki duruşu olarak selamlıyorum. Ve bugün bağımsız ve onurlu bir hayatı yaşıyorsak, bunu bizlere büyük mücadeleler ve fedakarlıklarla bahşetmiş tüm büyüklerimize rahmet diliyorum.
Geleceğe umutla bakabilmemizin ilhamını bir asır evvelki Balıkesir örneğinde olduğu gibi vatana, millete samimiyet ve sadakat duygularımızdan alıyoruz..