Köşe Yazarları ve Köşe Yazıları

Halime KÖKCE
Halime KÖKCE
hkokce@star.com.tr
Yazarın Sayfası
Dinle

İsrail durdurulmazsa…

İsrail durdurulmazsa…

17 Eylül 2025 Çarşamba

İsrail soykırıma ve işgale son hız devam ediyor.

Gazze'de taş üstünde taş bırakmamaya kararlı. En son bir çocuk hastanesini vurdu. 72 saatte 100'den fazla insanı katletti. Kuzey Gazze'yi tamamen Filistinlilerden temizlemek üzere bombardımanlarını sıklaştırıyor.

Yiyecek yardımı kuyruğunda bekleyen insanların üzerine ateş açmak ise İsrail askerleri için adeta bir oyun. İnsanları açken, muhtaçken öldürmek bunlara daha fazla zevk veriyor. Bundan daha büyük bir sadizm olabilir mi?

Dünyanın gözü önünde yaşanan bu sapıklığı, bu vahşeti, bu kötülüğü kimi gözyaşlarıyla izliyor, kimi bağırıyor: "Durdurun bu soykırımı, bu insanlığın ölümüdür!" Ama kimileri de kafasına kipa takıp Ağlama Duvarı'nda Netanyahu'nun caniliğini kutsuyor.

Almanya Başbakanı, İsrail'in işgal ve soykırım politikalarına karşı yükselen tepkiyi "antisemitizm" diye yaftalıyor. Trump, Katar'a saldırıyı kınar gibi yapıp aynı anda Dışişleri Bakanı'nı Netanyahu'ya desteğe gönderiyor. Batılı ülkeler, sokaklarından yükselen on binlerce protesto sesine rağmen hâlâ "İsrail'in güvenlik hakkı"ndan söz ediyor.

Peki İsrail nasıl oluyor da bu haydutluğa devam edebiliyor? Bu vahşetin, bu akıl dışı hukuksuzluğun sona ermesi için ne yapmak gerekir sorusu karşısında herkes suskun. Zirveler birbiri ardına toplanıyor ama durum değişmiyor. Kararlar kâğıt üzerinde kalıyor. Dünya sistemi, uluslararası düzen, uluslararası sözleşmeler, uluslararası kurumlar, uluslararası mahkemeler işlevsiz, aciz, anlamsız... İsrail, Filistin topraklarını işgal ederken, Gazze halkını katlederken, bölgedeki Müslüman ülkelere saldırırken tüm dünya ile de dalga geçiyor. Yaptım oldu, yapıyorum oluyor, yapacağım olacak diyor.

***

Hafta başında Katar'ın başkenti Doha'da büyük bir zirve gerçekleşti. İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği, 3. Olağanüstü Zirve için toplandı. 7 Ekim 2023'te başlayan soykırımdan bu yana bu üçüncü ortak zirve. İsrail; Lübnan, İran, Yemen ve Suriye'den sonra Katar'ı da vurunca herkes biraz afalladı!

ABD'nin bölgedeki en büyük askeri üssünün bulunduğu Katar'ı dahi vurabilen bir İsrail'i acaba ne durdurabilir? ABD ve Katar arasında askeri ve ekonomik anlamda çok yüksek düzeyli ilişkiler olmasına rağmen; İsrail'in saldırısına onay veren, hatta bir görüşe göre uçakların yakıt ikmallerini Katar'daki üsten kalkan uçaklarla sağlayan bir ABD'ye artık kim, neden güvensin? Üstelik bu şartlar altında ABD Dışişleri Bakanı Katar'a değil, İsrail'e ziyarette bulundu. Bir Yahudi olarak Ağlama Duvarı'nda Netanyahu ile poz vermeyi de ihmal etmedi.

Tüm bu delirme hâline rağmen, zirvenin yapılmasını ve alınan kararları "anlamsızdı" diye nitelemiyorum. Yakın vadede bir sonuca götürmese de bunlar yapılması gereken şeyler. Tıpkı BM nezdinde atılan adımlar gibi. İİT ve Arap Birliği liderleri, içlerinde İbrahim Anlaşmaları aksadığı için karalar bağlayanlar olsa da, Mescid-i Aksa kırmızı çizgimizdir diyen, İsrail'e ekonomik ambargo uygulanmasını isteyen, soykırım ve işgali durdurması için BM'ye çağrı yapan, Kudüs'ün başkent olduğu bağımsız Filistin devletini şart koşan bir bildirinin altına imza attılar. İslam ülkelerinin ortak bir savunma şemsiyesine ihtiyaç duyduğunu beyan ettiler.

***

Fransa ve Suudi Arabistan'ın BM Genel Kurulu'na sunduğu, 1967 sınırlarına dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti'nin kurulmasını ve iki devletli çözümü öneren New York Bildirgesi'nin 142 oyla kabul edilmesi de önemli bir gelişme.

İsrail'in saldırganlığı arttıkça, Filistin'in arkasındaki diplomatik destek de büyüyor. Önümüzdeki hafta gerçekleşecek olan BM Genel Kurulu liderler buluşmasına da kuşkusuz bu konu damgasını vuracak.

***

Peki, her şeye rağmen İsrail durdurulamazsa ne olacak?

Dünyanın iyiden iyiye tanınmaz hâle geldiği bir dönemden geçiyoruz. Yerleşik düzenden orman kanunlarına geri dönüş var sanki. Dünya nereye gidiyor kestirmek zor; ama İsrail'in durdurulması artık sadece Filistin için değil, "İsrail'i yatıştıralım, hatta İbrahim Anlaşmaları'yla işimize bakalım" diyen bölge ülkeleri için de bir kaos ve istikrarsızlık kaynağı.

Dolayısıyla İsrail'in durdurulması onlar için de giderek çok önemli hâle geliyor.

Bu, belki de bir ümit ışığı olabilir!

Suriye'nin, Nusayrî diktatörlüğünden kurtulduğu 8 Aralık'tan hemen sonra, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın, Şam Fatihi Ahmed Eş-Şara ile birlikte Emevî Camii'nde kıldığı namaz, bütün dünyanın dikkatini çekmişti.

Çünkü burası, herhangi bir cami değildir.