Köşe Yazarları ve Köşe Yazıları

Fadime ÖZKAN
Fadime ÖZKAN
fozkan@star.com.tr
Yazarın Sayfası
Dinle

Netanyahu bir yazıtı bile alamamış Erdoğan'dan; Kudüs'ü nasıl alacak!

Netanyahu bir yazıtı bile alamamış Erdoğan'dan; Kudüs'ü nasıl alacak!

17 Eylül 2025 Çarşamba

2006'dan beri abluka altında tuttuğu Gazze'yi iki yıldır bombalayan ve ABD'nin desteğini hala kaybetmeyen İsrail'in başbakanı neden huzursuz?

İstedikleri harfiyen oluyor sonuçta. Diledikleri kadar bebek öldürebiliyorlar. Hastane, okul cami, kilise bombalıyorlar. Batı Şeria'yı tamamen ilhak, Gazze'yi işgal etmeleri an meselesi.

Ama ilk günden daha mutsuz, huzursuz ve başarısız Netanyahu...

8 Ekim'den beri uluslararası hukuku, savaş kurallarını, insani değerleri çiğneyerek yaptıkları şeytani saldırılar İsrail'e hiçbir şey kazandırmadı. Bilakis 1897 tarihli 1. Siyonist Kongreden beri hile, desise, hırsızlık ve arsızlıkla elde ettikleri her şeyi yıktılar. "Soykırıma uğramış mazlum halk" meşruiyetini tamamen kaybettiler. Yüzyıldır küresel medya, akademi, reklam şirketleri ve Hollywood aracılığıyla inşa ettikleri yalan büyük çöktü.

İsrail denilen işgal devletinin Filistinlilerden çalınan topraklar üzerine kurulu olduğunu herkes biliyor artık.

O yüzden İsrail vatandaşları gittikleri yerlerden kovuluyorlar. Dışlanıyor, kınanıyor, aşağılanıyorlar.

Spor müsabakaları, şarkı yarışmaları, Eurovision, İsrail'e kapalı artık.

Ödül törenleri, kırmızı halılar, konser salonları, mezuniyet törenleri, teşekkür konuşmaları İsrail'i kınama, Gazze ve Filistin ile dayanışma imkanına dönüştü.

BM'de 10'a karşı 142'yle kabul edilen New York Bildirgesi, ABD ve İsrail'in yalnızlaştığını gösteriyor.

BM nihayet -en az 70 bin sivilin sistematik şekilde katledilmesinin ardından- "İsrail Gazze'de soykırım yapıyor" tespitini yapabildi.

Batılı devletler eski dostlarını karşılarına alma pahasına Filistin'i tanıyacaklar gelecek hafta.

Avrupa Birliği yeni yaptırım kararları almak üzere.

Uluslararası kamuoyu çoktan ipini çekti İsrail'in. Küresel vicdanın ortak iradesi 44 ayrı tekneyle ve yüzlerce aktivistle Gazze'ye doğru yelken açtı, gidiyor. Küresel Sumud Filosu umudumuzu her gün biraz daha büyütüyor. Dualarımız, desteklerimiz önce Gazze'deki sonra Gazze yolundaki kahramanlarımızla beraber.

Aralarında Türkiye'nin de olduğu 16 devlet Sumud Filosuna yönelebilecek en ufak bir hukuksuzluktan İsrail'i sorumlu tutacağını açıklayan bir deklarasyon yayınladı önceki gün.

Dolayısıyla "Gazze kasabı Netanyahu" her alanda fena sıkışmış durumda.

Üstelik sadece dışarıda da değil. Hükümetin düşmesi, koltuğun altından çekilmesi, yargılandığı savaş suçları sebebiyle hapse düşmesi, yolsuzluk davaları gibi nedenlerle üzerindeki baskı artıyor.

Nitekim İsrail'den kaçış başladı. Güvenlik açığı en büyük sorun. Asker kaçaklarının sayısı arttı. İntiharlar ve ruhsal sorunlar her tür alçaklığın ve savaş suçunun kitabını yazan IDF'in göbek adı artık.

Büyük kaybetti Netanyahu. Savaş esirlerini kurtaramadı. Kendisi de Gazze enkazının altında kalacak.

Doha'da Hamas heyetini vuracaktı, vuramadı. Gazzelileri kaçıracaktı, kaçıramadı. Hamas'ı bitiremedi. Bilakis şehit Yahya Sinvar ve Ebu Ubeyde çocukların gerçek süper kahramanları artık.

İsrail'in ve Netanyahu'nun bunca pervasızlığı kendisini durduracak herhangi bir gücün yokluğunu defalarca test etmesindendi.

Lakin "stratejik sabırla" hedefine kilitlenen bir Türkiye gerçeği var. Netanyahu'nun asıl korkusu o.

Kaldı ki Türkiye ve Erdoğan'ın Filistin, Gazze ve Kudüs sadakati iki yıl önce başlamadı. Asırlara sari bir mülkiyet ve muhabbet ilişkisinden bahsediyoruz.

Haliyle haddi olmadığı halde Erdoğan'ı hedef alsa bile, her seferinde baltayı taşa vuruyor Gazze kasabı.

Önceki gün Erdoğan'ın adını anarak "Kudüs bizim şehrimiz" meydan okuması ne kadar kof ise dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'dan istediği 2700 yıllık Siloam Yazıtını yine Erdoğan nedeniyle alamaması da o kadar gerçek.

27 yıl önce İBB Başkanı olan Erdoğan'dan el kadar yazıtı alamayan Netanyahu üç dinin kutsal şehri olan, asırlarca Osmanlı'nın adaletiyle yönetilen ve bütün tapu kayıtları Türkiye arşivlerinde saklı bulunan Kudüs'ü alabileceğine nasıl inanıyor?

Suriye'nin, Nusayrî diktatörlüğünden kurtulduğu 8 Aralık'tan hemen sonra, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın, Şam Fatihi Ahmed Eş-Şara ile birlikte Emevî Camii'nde kıldığı namaz, bütün dünyanın dikkatini çekmişti.

Çünkü burası, herhangi bir cami değildir.