Köşe Yazarları ve Köşe Yazıları

Resul KURT
Resul KURT
info@resulkurt.com
Yazarın Sayfası
Dinle

Yıllık izin avansı

Yıllık izin avansı

08 Mayıs 2025 Perşembe

Bilindiği üzere çalışanlar için dinlenme hakkı Anayasal bir haktır. Anayasamızda çalışanların dinlenme hakkına sahip olduklarını, ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartlarının kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.

Bu doğrultuda, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53'üncü ve takip eden maddelerinde ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nde ücretli yıllık izin hakkı ve şartları düzenlenmektedir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun "Yıllık ücretli izin hakkı ve izin süreleri" başlıklı 53'üncü maddesinde, "İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir." hükmü yer almaktadır.

İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, kıdem süresi;

* 1 yıldan 5 yıla kadar (5 yıl dahil) olanlara 14 günden,

* 5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 günden,

* 15 yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 26 günden,

az olamayacaktır.

Yer altı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri dörder gün arttırılarak uygulanmalıdır.

Ancak 18 ve daha küçük yaştaki işçilerle, 50 ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamayacaktır.

Yıllık ücretli izin hükümleri, işçiler için ekonomik ve sosyal bir hak olarak İş Kanunu'nda emredici nitelikte düzenlenmiştir. Ancak buradaki emredicilik mutlak olmayıp, nispi bir emrediciliktir. Diğer bir ifadeyle işçi lehine artırılması her zaman mümkün iken; işçi aleyhine düzenleme yapılması mümkün değildir.

Görüldüğü gibi işçilerin yıllık izin sürelerine ilişkin alt sınır Kanun ile belirlenmiş olmasına karşın, üst sınır belirtilmemiştir. Diğer bir anlatımla yıllık izin süreleri işçilerin lehine her zaman genişletilebilir. Nihayetinde, yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir.

İşveren tarafından, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini, işçinin izine başlamasından önce, peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır. İşverenin bu yükümlülüğüne ilişkin İş Kanunu'nun 57'nci maddesinde ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nin 21'inci maddesinde hükümler yer almaktadır.

İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır (4857/57).

İşveren veya işveren vekili, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye izin dönemine ilişkin ücreti ile ödenmesi bu döneme rastlayan diğer ücret ve ücret niteliğindeki haklarını izine başlamadan önce peşin olarak vermek veya avans olarak ödemek zorundadır (Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği/21).

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2025/2024 E., 2025/2487 K., 10.03.2025 tarihli kararı da ilgili hükümleri destekler niteliktedir:

"...4857 sayılı Kanun'un 57/1 hükmü uyarınca işverenin işçinin yıllık izin dönemine ilişkin ücretinin izinden önce peşinen veya avans olarak ödeme zorunluluğuna ilişkin yükümlülüğüne aykırı davranışının işçi bakımından haklı nedenle fesih sebebi teşkil edeceğine..."

Bu doğrultuda işveren tarafından, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini, işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak verilmesi bir zorunluluktur.

İşverenin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde işçinin haklı nedenle fesih yetkisi gündeme gelecektir. İş sözleşmesini haklı nedenle fesheden işçiye kıdem tazminatı ve bakiye yıllık izin ücretinin ödenmesi gerekecektir.

Son olarak haklı nedenle fesih, derhal fesih olduğundan, iş sözleşmesini haklı nedenle fesheden işçinin ihbar sürelerine uyması gerekmemektedir. İhbar sürelerine uyulmasına gerek olmadığından, ihbar tazminatı gündeme gelmeyecektir.

Suriye'nin, Nusayrî diktatörlüğünden kurtulduğu 8 Aralık'tan hemen sonra, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın, Şam Fatihi Ahmed Eş-Şara ile birlikte Emevî Camii'nde kıldığı namaz, bütün dünyanın dikkatini çekmişti.

Çünkü burası, herhangi bir cami değildir.